‘Osmanım’ tahliye ödülünü mahkemede açıklamıştı!
Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin müebbet hapis cezası verdiği Osman Yıldırım’ın Danıştay
cinayetinden İstanbul’da kurtarılacağı, davalardaki konuşmaları sırasında
herkesçe tahmin ediliyordu.
Öyle ki ‘Osmanım’ süreç boyunca
“Askerleri Danıştay davasına çekelim kurtuluruz” demekle kalmamış, Ergenekon
savcılarınca yönlendirilmiş, AKP Milletvekili Şamil Tayyar, işin psikolojik
harp
kısmını üstlenmişti.
Davanın bittiği günlerde
elbirliğiyle davanın içine çektikleri, askerlere, milletvekillerine, aydınlara
ve gazetecilere dönüp “Kanınızı içeceğim” diye bağıran Osman Yıldırım’ın bu
cesareti nereden aldığı karar günü anlaşıldı. Osman Yıldırım bu komployu kendi
ifadesiyle daha güzel anlatamazdı. Şimdi son savunmasında mahkemeye verdiği
ifadeyi tutanaklardan aynen okuyalım:
‘Ben nasıl darbeci olurum?’
“Sayın Başkanım şimdi burada
iktidara yönelik darbeye teşebbüs suçu isnat edilmiş. Şimdi iktidar
olan kendi zihniyetime karşı suç
işlemem imkânsız, ben kendi zihniyetime karşı suç işlemem, işlememde mümkün
değil! Ha Ergenekon terör örgütü böyle bir suçu işlemiş olabilir yani bu amaçla
iktidara karşı bu suçu işlemiş olabilir ancak böyle bir suçu benim işlemem
mümkün değil zira iktidara karşı suç işlemediğimin somut kanıtı 6yıldır burada.
Huzurlarınızda ve kamuoyunun huzurunda ben AKP yani şöyle anlatayım belki
abartılı olacak ama AK Parti 2 dönemdir iktidarını bana borçludur.
(09.05.2013 CELSE NO: 294
Sayfa:38)
AKP’ye kapatma davası
Anayasa Mahkemesi’nde “Cumhuriyet
karşıtı eylemlerin odağı olmak” suçuyla kapatma davası açılan ve hüküm verilen
AKP’yi bu davadan da Osman Yıldırım kurtaracak. Bugünlerde başlayan
kapatma davasının yeniden
görülmesi, Ergenekon tertibinin başlıca hedeflerinden biriydi. Bakın “Osmanım”
bu durumu nasıl özetliyor: “
...Nasıl ben AK Partiye karşı suç
işlemiş olabilirim, şimdi bunu abartı bulanlar 2006 tarihindeki kaosa
baksınlar. O cenaze töreninde Sayın Başbakana katil diyenler, devlet
bakanlarını linç etmeye teşebbüs edenler o zamanki psikolojik harbi
düşünsünler. O zamanki kaosu düşünsünler ve hakkında açılan kapatma davasını
düşünsünler ve kendi yaptıkları bu olayı AKPye kapatma davasına delil
saydıklarını, bütün bunu hafızalarında canlandırsınlar. Şimdi Başbakan katil
diyorlardı, katil diyenler katillikleri burada tescillendi ve tescillenmek
üzere katil diyenler şimdi ben AKP aklarken, AKP karşı nasıl suç işlemiş
oluyorum yani ben 8 yıldır özellikle 6 yıldır AK Parti devrilmesin diye
mücadele ediyorum, devlete yapılmış bu suikastı aydınlatmak suretiyle AK Parti
aklanmış durumda.
(09.05.2013 CELSE NO: 294 Sayfa:
38)
'Bana bir ssat bile ceza
verilemez'
Osman Yıldırım, mahkemede “bana
bir saat bile ceza veremezsiniz” demeye getiriyor. Örtülü tehditlerini sıralıyor:
“AK Parti iktidarına suç işlemiş diye bir saat dahi bana ceza verseniz benim 6
yıldır 8 yıldır verdiğim bu mücadele yok saymış olacaksınız ve benim bütün
emeklerime yazık
olur ben ne diyeyim yani bu
mücadelem kamuoyu huzurunda aleni bir şekilde bu mücadeleyi vermişim
şimdi böyle bir konu ile ilgili
bana bir saat dahi ceza verilmiş olsa yaptığım bütün mücadele inkâr
edilmiş olur. Bu da bilmiyorum
ben bunun takdirini önce Allah’a sonram yüce heyetinizin takdirine arz
ediyorum.
...2008 tarihinden günümüze kadar
Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılmış bu katliamı aydınlatmak için
huzurlarınızda ve kamuoyunda, kamuoyu huzurunda verdiğim mücadele, gösterdiğim
direniş neticesinde bu olayı aydınlığa kavuşturdum ve bugünkü mevcut tablo
ortaya çıkmıştır bu durum karşısında benim 312 maddesinden dolayı beraatımı arz
ediyorum.
(09.05.2013) CELSE NO:294
sayfa:39
CHP ve İşçi Partisi’ni hedef
alıyor
Osman Yıldırım, kendisine
öğretildiği şekilde hedef alacağı partileri mahkemede bir bir sayıyor:
“ETÖ CHP ve İP kader birliği
işbirliği ve suç ortaklığı yaparak başbakan diye suç ortaklığı yaparak
katlettikleri yargı şehidimizin
cenaze töreninde katil iktidar katil başbakan diye bağırarak AK
Parti iktidarına mensup devlet
bakanlarını linç etmeye teşebbüs ederek Türkiye laiktir laik kalacak sloganları
atarak provokatörlük sürüleri olarak provokasyonları gerçekleştirmişlerdir.
İki peki sonra ne oldu. Yargı
şehidimizin cenaze töreninde provokatörlük yapan bu üçlü sanık sandalyesinde
yargı şehidimizin katilleri olarak ağırlaştırılmış müebbet hapisle
yargılanıyorlar. Ve ulusalcı Kemalist dedikleri bir avuç bu ihanetçi katiller
avukatlık yapmış ihanetçilerin ihanetlerini
paylaşmış cezaevi önünde kamp
kurmuş ve bu ihanetçi katillere destek vermek için mahkemeye
baskın düzenleyerek ve
yargıçlarımızı tehdit edip hakaret ederek bu ulusalcı Kemalistler yaptıkları bu
eylemleriyle katilliklerini ve ihanetlerini kanıtlamışlardır.”
22 Ağustos 2013 Perşembe 10:52
Deniz YILDIRIM / Aydınlık
(09.05.2013 CELSE
NO: 294 Sayfa: 22)
0 comments
Write Down Your Responses