Kaçakçılıkmış hadi canım sen de



 Dün Genel Kurmay Başkanlığı yine açıklama yaptı: “Suriye sınırında dün saat 02.00’de2 bin 500 - 3 bin kişilik kaçakçı grup tespit ederek…”
Dur demişler de, uyarmışlar da, Türkiye tarafındaki Kuşaklı köyünden pompalı tüfeklerle ateş açılmış da, 18 asker yaralanmış da…
Peki sonuç? Bu “kaçakçı” vatandaşlara engel olunmuş mu? Açıklamada bu yok. Belli ki “kendisini kaçıran” kaçakçılar Türkiye’ye giriş yapmışlar. Ama biz “dur” ikazında bulunmuşuz. Buna kızan Kuşaklı köyü sakinleri(!), pompalı tüfek ve molotof kokteylleriyle saldırmış, 18 er yaralanmış. Kaçakçılardan yaralanan falan yok.
BİNLERCE PKK, EL NUSRA, EL KAİDE VE ÖSO MİLİTANI TÜRKİYE’YE GİRİŞ YAPIYOR
Kimse kimseyi aldatmasın. Açılım süreci adı altında silahlarıyla ya da silahsız Türkiye’yi terkeden üç beş PKK’lı yerine karşıdan binlerce PKK, El Nusra, El Kaide ve ÖSO militanı giriş yapıyor. Genel Kurmay da bu kendini kaçıranlara “kaçakçı” deyip geçiştiriyor.
İyi de bunlar ne kaçırıyor? Geçen hafta yazdığım yazıda bunu sorgulamış ve kaçakçı denilen grupların en fazla 8-9 kişi olabileceğini, yanlarında 30-40 kadar katır ya da eşek ile malları karşı tarafa taşıdıklarını yazmıştım. Uludere olayında olduğu gibi, bu sayı çok nadiren de olsa (sınırın gevşekliğinden yararlanıldığından) 40-50 kişiyi bulur, ama yine yanlarında katırlar ve eşekler vardır. Genel Kurmay’ın kaçakçı diye tanımladığı bu insanların ne taşıdığı konusunda bir açıklaması da yok. Muhtemelen silah geçiriyorlar.
Kısa zamanda zırhlı araçları da bulunan kaçakçıların Suriye’den Türkiye’ye geçiş yaptığını okursak şaşırmayalım. Bu kez “tank kaçırıyorlar” diye bir açıklama da gelebilir.
“DUR” İHTARINDA BULUNULDUĞU DA KUŞKULU
Suriye sınırının nasıl korunduğu konusunu daha önce yazmıştım:
http://www.odatv.com/n.php?n=birileri-aklimizla-alay-ediyor-3007131200 Şimdi artık korunmadığı açıkça ortada. Sınır karakollarının kaçakçı veya değil, Türkiye tarafına geçişlerine belli ki asker müdahale etmiyor. Çok büyük kitleler halinde geçişlerde de ancak “dur” ihtarında bulunuyor. Bunun da yapıldığı kuşkulu.
Karşıdan üç-beş bin kişi geçiş yapmak üzere sınıra yükleniyor, bunun bir tek cevabı vardır askerlikte: Ateş etmek.
Zira orası Türkiye-Suriye sınırıdır ve pasaportsuz, pasavansız geçiş yapmak isteyenler durdurulur. Eskiden böyleydi. Geçiş yapılması halinde, oradaki askerler Diyarbakır Askeri Mahkemesi’nde yargılanırdı ve askerlikleri uzardı.
Sınırdan izinsiz geçiş yapmaya kalkışmanın karşılığı ateşle karşılık vermektir. Dünyanın her tarafında bu böyledir. Ama bizde “dur” demişler. Dinlememiş “kaçakçılar”, sonra gittikleri köy basılmış, orada da ateşle karşılık verilmiş. Askerlerimiz yaralanmış filan…
BUNLAR KAÇAKÇI DEĞİL MİLİTANLARIN OLDUĞU TEHLİKELİ GRUPLAR
Genel Kurmay bıraksın bu palavra açıklamaları. Açılım süreci adı altında çıktıkları varsayılanların kümeler halinde içeri girdiğini söylesin.  Bir an için Genel Kurmay açıklamalarına inandık diyelim. Peki, bu kaçakçılar ne zaman geri dönecekler? Kaçakçılığın kurallarından biri de karşılıklı mal taşıma esasına dayanır. Oradan buraya mal getiren, buradan da oraya mal taşır. Ama anlaşıldığı kadarıyla taşıdıkları mal kendileri ve yeniden Suriye tarafına geçmeleri de söz konusu değil.
Niye bu üçer beşer biner kişilik “kaçakçı” ordusu hep Suriye’den Türkiye’ye geçmeye çalışıyor, soran oldu mu?
Neden Türkiye tarafından Suriye’ye bu sayıda kaçakçı geçmiyor?
Daha önce geçenler kaçakçılık görevini tamamlayıp emekliye mi ayrıldı?
Kaçakçı dediğiniz karşı ülkenin vatandaşıdır genellikle, nasıl oluyor da Türkiye sınırları içinde barınabiliyorlar. Genel Kurmay’ın bunların takibiyle ilgili bir çalışması var mı?
Yok! Olamaz da, zira bunlar kaçakçı falan değil. Sayıları giderek artan, aralarında teröre bulaşmış militanların da olduğu tehlikeli gruplar. Bu tarafa geçiyor ve burada kalıyorlar. Biz de PKK karşı tarafa geçiyor, ülkeyi terk ediyor masalını dinliyoruz hâlâ.
“MİSAK-I MİLLİ” SINIRLARI YOK SAYILIYOR
Güneydoğu Anadolu kaynıyor, Kürtler özerkliklerini ilan etti edecek; askerlerimiz, polislerimiz Gezi Parkı eylemlerini, Ergenekon davası hükümlerinin protestolarını bastırmakla meşgul. “Artık şehit haberleri gelmiyor,” denilen Güneydoğu sınırımızdan 18 yaralı haberi geliyor, ne gam! Süreç işliyor ya, siz ona bakın.
Genel Kurmay’ın bu tür açıklamalar yaparak kendini zor durumda bırakmasına hiç gerek yok. Zaten medya oradaki karışıklıkları bilse de haber yapmaya yanaşmaz. Genel Kurmay açıklama yaptığı için sayfalarına alıyor yandaş medya, değilse umurlarında değil Güneydoğu’daki karışıklık ve kaçakçılık uydurması.
Tekrar yazıyorum: Sınırdan Türkiye tarafına geçişin karşılığı silahlı çatışmadır. Askerler bu şekilde eğitilmişlerdir. Suriye hiçbir zaman kendi sınırını korumamıştır. Sınırın bekçiliğini Türkiye yapmaktaydı. Şimdi anlaşıldığı kadarıyla “Misak-ı Milli” sınırları yok sayılıyor. Bakalım bundan sonraki kaçakçı ordusu kaç kişilik olacak? Sayıları giderek artıyor zira.

Mümtaz İdil
Odatv.com

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.

Blog Archive