Entel sorunu
Bu aralar en sık kullanılan cümle
: Her türlü darbeye karşıyım
Bu cümleyi en çok kullanan da
liberal aydınlarımız yani 'Yetmez ama
evet'çiler.
Biraz da Mısır'daki isimdaşlarına
baksınlar..
Onlar da Haziran 2012'de aynı
söylemle Mursi'ye destek verdiler ama bir yıl sonra da Mursi onları tasfiye
etmeden sokağa döküldüler.
Dönelim darbeye..
25 Ocak 2011'de Tahrir'i dolduran
yüz binler ABD desteği ile 30 yıl ülkeyi yöneten Mübarek'in istifasını istedi.
11 Şubat'ta ordu DARBE yaparak Mübarek'i görevden aldı. Başta ABD, Türkiye,
Suudi Arabistan olmak üzere herkes bu DARBEYİ demokrasinin zaferi olarak ilan
etti. Askerler seçim sözü verdi ve bu sözlerini tutarak Müslüman Kardeşlere
iktidar yolunu açtılar ve Haziran 2012'de Mursi'nin Cumhurbaşkanı olmasını
sağladılar.
Bir yıl sonra Mursi karşıtı 25
milyon insan sokağa döküldü. Mursi de yandaşlarına 'Siz de sokağa çıkın ve
onlara gereken dersi verin' deyince asker iç savaş endişesiyle DARBE yaparak
Mursi'yi devirdi.
11 Şubat 2011 - 3 Temmuz 2013 ve
iki DARBE..
Fark ne ?
Bunun yanıtını biz değil Mısır
halkı verecek?
Yok eğer amaç darbeler ve
demokrasi kavramlarını tartışmak ise bu abesle iştigal olur.
Demokrasi ile seçilen Bush ve
Blair, Irak ve Afganistan'ı işgal ederek yüz binleri öldürdü..
'Demokrasinin' geldiği bu iki
ülkedeki durum ortada!
Portekiz ve İspanya'da ise gerçek
demokrasinin yolu darbelerle açılmıştı. Aynı demokrasi bu iki ülkeyi iflasın
eşiğine getirdi.
Mursi ise askeri DARBENİN açtığı
yol ile seçmenlerin % 22'sinin oyu ile iktidara geldi ve halk destekli askeri
DARBE ile gitti..
'Hayır' diyenler biraz okusun ve
6-7 ay sonra yapılacak seçimi beklesin.
Hiç kimse Mısır halkı adına
konuşma hak ve yetkisine sahip değil.
Suriye halkı adına konuşanların
geldiği nokta ortada.
Esad'a zalim diyenler şimdi artık
on binlerce ruh hastasının yaptığı katliamları görmezlikten geliyor.
Tıpkı Irak'ta her gün öldürülen
onlarca insanı görmemezlikten geldikleri gibi.
Gelelim darbecilerin
katliamlarına!
Tek taraflı haber vermenin ve
sürekli yalan söylemenin mesleki ve vicdanı bir sorumluluğu olmalı.
Darbecilerin ve Mursi
muhaliflerinin ne dediklerini bilen yok..
Oysa olup bitenlerle ilgili çok
şey anlatıyorlar.
Kimse demagoji yapmasın.
Hele laf olsun diye 'her türlü
darbeye karşıyım' deme şirinliğini göstermeye çalışan liberal enteller ya da
entel liberaller..
Mısır ve Türkiye
karıştırılmamalı.
'Darbeye karşıyım' diyenler 'Biz
de Müslüman Kardeşler'in diktatörlük ve faşizmine karşıyız' diyen milyonlarca
Mısırlıya kulak versin.
Kararı buradaki enteller değil
Mısır halkı verecektir.
Tıpkı Suriye'de olacağı gibi.
Gelelim 'Camiler basılıyor, insanlar
öldürülüyor' yaygarasına.
Bunu samimi ve içten söyleyenler
acaba benzer tepkiyi neden Irak ve Suriye'de göstermediler, göstermiyorlar ?
Irak'ta çoğunluğu Şiilere ait
camiler hemen hemen her gün bombalanıyor ve içindeki insanlarla yakılıyor..
8 Nisan 2012'de dünyaca tanınmış
din adamı Ramazan Elbuti onlarca öğrencisi ile birlikte bir camide öldürüldü.
Hem de Nusracı bir intihar eylem ile.. Peki o zaman neden hiç kimse bir tepki
göstermedi. Neden yandaş medya kıyameti koparmadı? Şimdi Mısır için sokaklara
dökülenler acaba neden o zaman sesini çıkarmadı? Yoksa ABD'den ve Mursi'den
izin mi çıkmamıştı!!!
İdeolojik hesaplarınız için taraf
olabilirsiniz..
Ama halka hep yalan
söyleyemezsiniz.
Yalanlarınızın sonunu Suriye ve
Irak'ta gördük..
Bunların vebali çok ağırdır.
Liberal entel dostlar siz de
anlamsız ve içi boş cümlelerle oyalanmayın.
Kavramları doğru ve anlayarak
kullanın..
Ama ille de bir şeyler söyleme
gereğini duyuyorsanız o zaman Mısırlıların dediği gibi
"Her şeyden anlarız ama
bahtımız yok" deyin ve
"onun için de dönek ve
yandaş olduk" diye ekleyin.
Yoksa 28 Şubat sürecinde askerler
DARBE yapınca rahmetli Erbakan'ın neden sesini çıkarmadığını ve Mısır'da olduğu
gibi Refah partililere 'meydanları ölümüne boşaltmayın' demediğini BİLİMSEL
olarak araştırın.
Doğruyu bulduğunuzda AKP'nin 5
yıl sonra iktidara nasıl geldiğini de anlarsınız.
0 comments
Write Down Your Responses