Millî Hükümet seçeneği
Halk, AKP yönetimini istemiyor.
AKP iktidarı, artık Türkiye’yi yönetemiyor. Yönetemediğini artık Taha Akyol’lar
bile iki günde bir yazar oldu. Başta Zaman gazetesi yazarları, Tayyip
Erdoğan’ın gemisindeki bütün kahramanlar tahlisiye sandallarına koşuyorlar.
Türkiye, bir iktidar değişikliği sürecine girmiştir. Bu süreci seyredersiniz ya
da seçenek üretirsiniz!
AKP iktidarını istemeyenler
Önce AKP iktidarına son
verilmesini isteyen kuvveti belirleyelim. Bu kuvvetin eksenini çağdaş toplum
oluşturuyor. Gücünü Haziran Ayaklanmasında gösterdi. Hükümet titredi ve
sallandı. Çağdaş toplum, CHP, MHP, İP saflarındadır. Hatta AKP ve BDP içinde de
vardır.
AKP iktidarına karşı olan kuvvet
şu anda siyasal örgütlenme olarak aşağıdaki kümelerde tanımlanabilir:
1- Merkezî kuvvet: Halk Hareketi,
2- CHP örgütleri ve tabanı,
3- MHP örgütleri ve tabanı,
4- İşçi Partisi’nin önderlik
ettiği güçler ve gençlik,
5- AKP iktidarından kurtulmak
isteyen diğer güçler,
6- AKP’ye oy verip de bu
iktidardan hoşnut olmayan kitle.
Seçmenin yüzde 64’ü geçen yıl
yeni bir iktidar seçeneği arıyordu. Bu oran son araştırmalarda yüzde 66’ya
çıktı. Metropoll’ün araştırmasına göre, AKP oyları Haziran başında yüzde 34 idi
(Sözcü, 18 Haziran 2013). Konsensus Şirketi’nin Temmuz başındaki araştırması da
bu oranı doğruladı: Yüzde 33.9 (Sözcü, 17 Temmuz 2013). Demek ki, yüzde 66
oranındaki seçmen kitlesi, AKP iktidarını istemiyor.
Bu birikime sırtımızı dönüp,
“Önümüzdeki seçimde Atatürk İnkılâp ve ilkelerine bağlı aydınları Meclise
sokacağız” türünden hedefler koymak, iktidar mücadelesini bırakmak ve
karşıdevrime teslim olmak anlamını taşıyor. Halk, iktidar istiyor. Bu
koşullarda “Bizi Meclise yolla” talebi hiçbir yankı yaratmayacaktır.
Gizilgüçten eylemli güce
Millî Hükümetin gizilgücü, AKP
iktidarını istemeyen yüzde 66 oranındaki halktır. Bu oran hızla yükselmektedir.
Hele ekonomik krizin derinleşeceği önümüzdeki aylarda bu oran yüzde 70’in
üzerine çıkacaktır. Bu kuvvetin anlamlı bir kesimini Millî Hükümet amacında
birleştirdiğimiz zaman, AKP’yi tahtından indirecek birikime ulaşabileceğiz.
Fizikte bu olaya gizil
(potansiyel) enerjinin eylemli (kinetik) enerjiye dönüştürülmesi deniyor. Millî
Hükümet amacıyla harekete geçirildiği zaman, gizil güç eylemli güce dönüşüyor
ve büyüyor.
AKP iktidarını yıkıp Millî
Hükümet kurmayı amaçlayan siyaset, gizilgücün sonuç almaya yeterli bölümünü
birleştirme olanağını içermelidir.
Seçenekler
Bu nasıl olur?
Kağıt üzerinde üç seçenek akla
geliyor:
Birinci seçenek: Seçmen, var olan
partilerden birini tek başına iktidar olma yeteneğinde görür ve bu seçeneğe
yönelir.
İkinci seçenek, CHP + MHP +
İP’nin Millî Hükümet amacıyla güçbirliği yapmaları ve halkın talebini yerine
getirmeleridir.
Son seçenek ise, yeni bir
partinin halkın Millî Hükümet talebini karşılaması ve iktidara gelmesidir.
Kuşkusuz, bu üç seçeneğin içinden
üretilecek karma seçenekler de vardır. Bir seçenekle başlayan süreç başka bir
seçenekle ilerleyebilir. Örneğin hükümet olma talebini temsil eden bir partinin
hızla büyümesi ve diğer partileri de ikna etmesi gibi. Ya da var olan
partilerin AKP’ye karşı bir araya gelmekten kaçınması üzerine yepyeni bir
partinin milleti kendi çevresinde toplaması gibi.
Meclisteki muhalefet partileri
niçin yükselmiyor
CHP oyları, Haziran
Ayaklanmasından sonra yapılan bazı anketlere göre, 2011 seçiminden bu yana 4
puan düşmüştür. SONAR Şirketinin Yöneticisi Hakan Bayrakçı, MHP ve CHP
oylarının Haziran Ayaklanmasından olumsuz etkilendiğini saptıyor. BDP de AKP
ile ittifak halindedir ve Haziran Ayaklanmasına yan bakıyor. Meclisteki
muhalefet, çağdaş topulumun Türk bayrağı altında birleşerek atak yapmasına
hazır olmadığını göstermiştir. Oysa iktidara yürüyen merkezi kuvvet budur. CHP
ve özellikle MHP, Atatürk’te birleşmenin sırrını anlamamışlardır. CHP, Kürt
yurttaşlarımız ile bölücülüğü birbirine karıştırdığı için, MHP ise kendisini
cemaat ve tarikat oylarına göre ayarladığı için. Bu anlayışlar yüzünden, CHP ve
MHP iktidar seçeneği oluşturan Millî-Çağdaş eksende buluşma çözümünü anlamakta
zorlanıyorlar.
“Patlamaya hazır bir volkan gibi”
İşçi Partisi ise, SONAR’ın Temmuz
2013 anketine göre, yüzde 2 oranındadır. Bunun anlamı, İşçi Partisi’nin 1
milyon oyu bulunmaktadır. Bu oy, İstanbul’da 250 bindir. İşçi Partisi’nin yerel
seçimlerdeki oyları da, SONAR anketinde yine aynı oranda çıkıyor. Demek ki İşçi
Partisi’nin 1 milyon oyu, SONAR Şirketinin de saptadığı gibi kemik oydur.
Hakan Bayrakçı, Ulusal Kanal’da
yaptığı tahlilde, İşçi Partisi’nin “patlamaya hazır bir volkan gibi olduğunu”
saptıyor ve her an “yüzde 14-15 oranına yükselebileceğini” belirtiyor. En
önemlisi, aynı söyleşide dile getirildiği üzere, İşçi Partisi, CHP, MHP, Sol
güçler ile AKP tabanının bir kesimini birleştiren siyaseti üretmiş olan tek
partidir. İP Meclis dışındaki muhalefet içinde rakipsizdir.
Uzmanlar ve başka araştırmalar,
İP oylarının karasızlar içinde önemli bir orana ulaştığını saptıyorlar.
Deneklere sorulan “ikinci partiniz hangisi” sorusunun cevaplarında İşçi Partisi
öne çıkıyor. Çünkü İşçi Partisi, milletin en geniş kesimleri için çözüm olan
geçerli programa ve söyleme sahiptir.
Yarım yüzyılda aşılan duvar
Sonuç olarak, TİP (Türkiye İşçi
Partisi)’in 1965 seçiminde ulaştığı yüzde 2.7 oranını İşçi Partisi elli yıl
sonra geçmiş bulunmaktadır. TİP oylarının millî bakiye sistemi içinde
alındığını düşünürsek, İşçi Partisi oylarının ağırlığını daha iyi
anlayabiliriz.
Kaldı ki Türkiye’de halk
hareketinin yükselişi devam etmektedir. Birkaç ay içinde Türkiye’de çok önemli
gelişmeler olacağına ilişkin işaretler yoğunlaşmaktadır. İşçi Partisi, Türkiye
çapındaki halk hareketinin merkezindedir.
Önümüzdeki sürece hazır olmak
AKP gidiyor. Bu sürece her açıdan
hazır olan parti, İşçi Partisi’dir.
İşçi Partisi,
- Yüzbinleri Türk bayrağı altında
toplayabilen örgütlü gücüyle,
- halk hareketini “Mustafa
Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla birleştirme yeteneğiyle,
- dinamik gençliğiyle,
- bütün milletin izlediği yayın
organlarıyla,
- çetin mücadele deneyimiyle,
- yarım yüzyıllık kurmay
birikimiyle,
- Kemalist Devrimi tamamlama
programıyla
- ve birleştirici siyasetleriyle
Millî Güçbirliğinin oluşmasında
belirleyici olabilir.
İktidar seçeneği: Millî
Güçbirliği
Bugünkü koşullarda AKP’yi yıkarak
Millî Hükümeti kuracak gizilgüç, CHP+MHP+İP’nin güçbirliğindedir. Bizi
birleştirecek program, Namık Kemal’lerden Mustafa Kemal’lerden geliyor ve
önümüzdeki sorunları çözecek içeriktedir. Bağımsızlık, millet ve ülke bütünlüğü,
halkın refahını esas alan üretim ekonomisi, hakça paylaşım, aydınlanma ve bölge
ülkeleriyle işbirliği, bu programın vazgeçilmez esaslarıdır. Bugün bağımsızlık
ve halkçılık programını uygulayan ülkeler ilerliyor.
İyimseriz çünkü
CHP ve MHP, Atlantik etkisi
altında kalır ve AKP iktidarını yıkacak çözümlerde birleşmezse, sonuçlarına
katlanır. Çünkü halk, AKP iktidarının devam etmesine hizmet eden bölücü
tavırları cezalandıracaktır. Bu açıdan kimsenin oyu garantili değildir.
Türkiye’deki halk hareketi, yakın
tarihte dünyanın gördüğü en güçlü ve en çağdaş kitle hareketidir. Bu nedenle
göreceksiniz bu süreç bizi büyük çözümlere götürüyor. Öyle veya böyle Millî
Hükümet kurulacaktır.
Aydınlık/ROTA
0 comments
Write Down Your Responses