Mısır’ı bir de bizden okuyun!
Mısır’da gerici bir kalkışma, ilerici bir halk tarafından bastırılmıştır.
Ordular, halk hareketlerinde, güçlü olan yerden yana tavır almak zorundadır. Çünkü ordularda halkın bir parçasıdır.
Evet Mısır’da iki taraf vardır.
Birisi uluslaşmayı, çağdaşlaşmayı temsil etmektedir. Öteki taraf ise; ümmetleşmeyi, ortaçağı ve dinci gericiliği temsil etmektedir.
Bu ortaya koyduğumuz olgu, elbette mutlak manada değildir. Her ilericiliğin içinde, bir gericilik vardır.
Dünyanın her yerinde, demokrasi ve laiklik gelirken, ezerek ve mahkum ederek gelmiştir.
Gericilik ezilmezse, zaten ne laiklik gelir, ne de demokrasi…
Mısır’da, beş çocuğundan üçü Amerikan vatandaşı olan Morsi, Ümmetçiliği, gericiliği temsil etmektedir.
Eğer gericilik, akla ve laikliğe karşı kalkışma halindeyse, buna demokrasi talebi denilmez.
Gericiliğe özgürlük, demokrasinin ilkesi olamaz.
Ümmetcilik, eşitliğin karşısındaki bir örgütlenme biçimidir.
Gericilikte eşitlik yoktur.
Zaten bu sıfatı kazanmasının nedeni eşitsiz ilkelere sahip oluşundandır.
Çünkü ümmetçilikte, hiyerarşiyi belirleyen, eşit olup olmamayı belirleyen, dini lidere yakın olup olmamadır.
Avrupa’daki Otuz Yıl Savaşlarının altındaki sebep; dini düzenden kurtulup, dünyevi düzene ulaşmak için yapılmıştır.
Kilise ile halk arasındaki bir kavgadır.
Kiliseden iktidarı almak o kadar kolay olmamıştır.
Bu kavganın sonunda, Batıda önce laiklik sonra demokrasi gelmiştir.
Din ve devlet işlerini ayırmaksızın, ilerleme olmaz.
İslam ülkelerinde dini gericiliğin ve bölücülüğün arkasında, hep emperyalizm olmuştur.
Laiklik ve demokrasi ile elde ettikleri ilerlemeyi İslam ülkelerinden esirgemiştir.
Batının dinci gericiliğin arkasında olması, Mısır’da olduğu gibi hep bölünmeleri getirmiştir.
Batının Mustafa Kemal düşmanlığının nedeni de budur.
Bu gün iktidara yalakalıkta yarışan medya, Mısır’daki olaylara nesnel yaklaşmamakta, ümmetçilik gözlüğü ile bakmaktadır.
Mısır’daki kavga; ümmetçilik mi iktidar olacak, yoksa laik anlayışın taraftarları mı iktidar olacak kavgasıdır.
Bu kavgada bazen ilericiler, bazen gericiler kazanacaktır.
Nihayetinde, dünyevi olan uhrevi olana galip gelecektir.
Hiç kimse, bize, ümmetçiliği demokratikleşme gibi yutturmaya kalkmasın.
Mısır’da yaşanan millet ordu birlikteliğidir.
Demokrasi, gericiliği mahkûm ederek varılan bir yönetimdir.
Evet Mısır’da iki taraf vardır.
Birisi uluslaşmayı, çağdaşlaşmayı temsil etmektedir. Öteki taraf ise; ümmetleşmeyi, ortaçağı ve dinci gericiliği temsil etmektedir.
Bu ortaya koyduğumuz olgu, elbette mutlak manada değildir. Her ilericiliğin içinde, bir gericilik vardır.
Dünyanın her yerinde, demokrasi ve laiklik gelirken, ezerek ve mahkum ederek gelmiştir.
Gericilik ezilmezse, zaten ne laiklik gelir, ne de demokrasi…
Mısır’da, beş çocuğundan üçü Amerikan vatandaşı olan Morsi, Ümmetçiliği, gericiliği temsil etmektedir.
Eğer gericilik, akla ve laikliğe karşı kalkışma halindeyse, buna demokrasi talebi denilmez.
Gericiliğe özgürlük, demokrasinin ilkesi olamaz.
Ümmetcilik, eşitliğin karşısındaki bir örgütlenme biçimidir.
Gericilikte eşitlik yoktur.
Zaten bu sıfatı kazanmasının nedeni eşitsiz ilkelere sahip oluşundandır.
Çünkü ümmetçilikte, hiyerarşiyi belirleyen, eşit olup olmamayı belirleyen, dini lidere yakın olup olmamadır.
Avrupa’daki Otuz Yıl Savaşlarının altındaki sebep; dini düzenden kurtulup, dünyevi düzene ulaşmak için yapılmıştır.
Kilise ile halk arasındaki bir kavgadır.
Kiliseden iktidarı almak o kadar kolay olmamıştır.
Bu kavganın sonunda, Batıda önce laiklik sonra demokrasi gelmiştir.
Din ve devlet işlerini ayırmaksızın, ilerleme olmaz.
İslam ülkelerinde dini gericiliğin ve bölücülüğün arkasında, hep emperyalizm olmuştur.
Laiklik ve demokrasi ile elde ettikleri ilerlemeyi İslam ülkelerinden esirgemiştir.
Batının dinci gericiliğin arkasında olması, Mısır’da olduğu gibi hep bölünmeleri getirmiştir.
Batının Mustafa Kemal düşmanlığının nedeni de budur.
Bu gün iktidara yalakalıkta yarışan medya, Mısır’daki olaylara nesnel yaklaşmamakta, ümmetçilik gözlüğü ile bakmaktadır.
Mısır’daki kavga; ümmetçilik mi iktidar olacak, yoksa laik anlayışın taraftarları mı iktidar olacak kavgasıdır.
Bu kavgada bazen ilericiler, bazen gericiler kazanacaktır.
Nihayetinde, dünyevi olan uhrevi olana galip gelecektir.
Hiç kimse, bize, ümmetçiliği demokratikleşme gibi yutturmaya kalkmasın.
Mısır’da yaşanan millet ordu birlikteliğidir.
Demokrasi, gericiliği mahkûm ederek varılan bir yönetimdir.
15.8.2013, bulentesinoğlu@gmail.com
0 comments
Write Down Your Responses