AKP seri sonu ürün gibi
AKP artık siyasetin, devlet
yöneticiliğinin, diplomasinin, akılcılığın ince dünyasına dönemez. AKP’nin
sorunu üslup bozukluğu değildir. AKP politikası artık estetize edilemez.
Faşizme geçmekten başka çaresi olmayan ama faşizmin herhangi bir koşuluna sahip
olmayan bir diktatörlük bu. Çaresiz bir iktidarsızlık hali.
Seri sonu
Seri sonu ya da “elde kalanlar”
denince alışveriş sorun var, demektir. En azından farklı bedeni yoktur. Bedeni
uyar ama elde sadece o renkten kalmıştır. Araya defolular bile sıkışmış
olabilir. Yapacak bir şey yoktur...
Erdoğan ve arkadaşlarında bazı
kusurlar olduğunu düşünenler olabilir. Örneğin Fransız gericisinin Müslüman
Kardeşler iktidarının gidici olduğunu söylemesine getirdiği yorumu beğenmeyen
çıkmıştır. “Hay Allah, hem yorum temelsiz hem de şimdi Amerikalılar da
alınırsa, ayıkla pirincin taşını” diyen olmuştur.
Maalesef elde başka tondan AKP
kalmamış bulunuyor.
Stat yasaklarını ilan
ettiklerinde, kendi taraftarları arasından “yahu bunlar uygulanamaz ki,
uygulamaya kalksan bir türlü, göz yumsan başka; şimdi daha kötü olacak” diye
düşünenler de çıkmıştır.
Seri sonudur ve daha akıllısı
yoktur.
Davutoğlu dolandığı çarşaftan
kurtulmaya çabalarken, Mısır diplomasisini anlatıyordu geçenlerde. Sabah akşam
katil dedikleri Sisi yönetimine “beni Mursi ile buluşturun” demiş, reddedilmiş.
Adam bunu çabalarının sürdüğünün kanıtı diye anlatıyor... Eğer bu durumdan
diplomasi mesleği adına sıkılan, utanan ve “keşke Müslüman Kardeşler sevdası
kitabına uygun yapılabilse” diye düşünen varsa, daha çok bekler.
Suriye’de devlet güçlerinin
kimyasal silah kullandığından emin olduğunu ilan eden aynı bakan, bu kez de
“savaş kışkırtıcısı olmayan bir AKP” veya “savaş kışkırtıcılığını doğru dürüst
yürüten bir hükümet” özlemini körüklemiş olabilir.
Bütün bunlar mümkün değildir.
AKP artık siyasetin, devlet
yöneticiliğinin, diplomasinin, akılcılığın ince dünyasına dönemez. Erdoğan’ın
her zaman “delikanlı”yı oynadığını ve bu yolla puan topladığını biliyorum. Eski
delikanlılık, taraftarlarına cesaret aşılıyor, hepsinin gözlerinde dolar
işaretleri yanıp sönüyordu. Artık moraller düşük, canlar sıkkın. Taraftarların
büyük bölümü çıkmaz sokağı hissediyor. Şoför ise gaza bastıkça basıyor.
AKP’nin sorunu üslup bozukluğu
değildir. AKP politikası artık estetize edilemez.
Faşizme geçmekten başka çaresi
olmayan ama faşizmin herhangi bir koşuluna sahip olmayan bir diktatörlük bu.
Çaresiz bir iktidarsızlık hali.
Birkaç yıl önce İlker Başbuğ
görevdeyken ve masaları yumruklayarak basın toplantıları yaparken, dili ile eli
arasında mutlak bir uyumsuzluğu gözlerden saklayamıyordu. “İzin vermeyiz” diye
bağırmak, emri altında yüzbinlerce asker olsa da genelkurmay başkanını bir
güçle donatmıyordu. Durum benzer. Tayyip ve arkadaşları takatsizliklerini
bağırıp çağırıp küfrederek örtemiyorlar.
Bundan sonrası, bakmayın siz kuru
gürültüye, çözülmedir.
Erdoğan kendince direniyor.
Öncelikle halka karşı. Her 34. dakikada yayının sesini kısanlara da halkın bir
çare bulacağı kesin. AKP hakkını aramanın ve dayanışmanın keyfini silmek için
delilikler, lumpenlikler yaparak direniyor.
İkincisi emperyalist tercihlere
karşı da direniyor. Son çırpınışla Türkiye’de ürettiği kimyasal bombaları
çetelere patlattırarak Suriye’de savaş gerekçesi imal etmeye çalışıyor. Bu
kafasızlık Reyhanlı’yı yerle bir ederek Sünnileri Alevilere karşı kışkırtabileceğini
bile düşünmüştü. İçerde bunu yapan veya buna gözyuman, dışarda neler yapmaz...
Ancak emperyalizmin İslamcı faşizmi Ortadoğu halklarına yutturamayarak yaptığı
manevrayı AKP’nin kara kaşı, kara gözü için geri çekmesi olanaksız.
Her iki cephede AKP çaresiz.
Dedim ya, eldeki malın farklı bir bedenini, daha güzel bir rengini
bulamayacaklar ve çözülecekler.
Alternatifi düşünmenin zamanıdır.
Türki-ye’de ve bölgede halktan ve barıştan yana bir alternatifin
geliştirilebilmesi için bir önkoşul var: Solu güçlendirmek. Sosyalizmi bir
alternatif haline getirmek. “Sosyalizm olmasın, daha iyi bir sosyal-demokrasi
olsun” diyenler için, bu yazının bir benzerini yazmak sözüm olsun...
Aydemir Güler
0 comments
Write Down Your Responses