Mağaradaki ordu
Bulgur çorbasıyla ve çakar almazla savaşan Ordu NATO’da
değildi, ama savaşıyordu. NATO’nun çikolatasını ve çilekli dondurmasını yiyen
komutan savaşamadı. Türk Ordusuna kendi ülkesinde yabancı bir devlet tarafından
yapılan operasyona NATOtürkçü komutanlarımız cevap verememişlerdir.
NATO’dan
aldıkları modern silahları, namlusunun ucuna beyaz mendil takıp düşmana
sallamak için kullandılar. NATO, modern silah vermiş ve bizden komutanımızı
almıştır.
“NATO’ya girmeseydik, Ordu mağarada kalırdı.”
Silivri’deki en yüksek rütbeli komutanlarımızdan biri
söylüyor bunu.
Ordu NATO’da, komutanlar mağarada!
Ve biz mağaramızda, bizi mağaraya tıkan NATO’nun
faziletlerini anlatıyoruz!
NATO’nun mağaraya attığı komutan, NATOtürkçü!
NATO, komutanın beynini teslim almış.
Ordu niçin mağarada?
Çanakkale’de, Sina çöllerinde, Yemen’de, Kafkaslar’da ve
İstiklâl Savaşında sabah akşam bulgur çorbasıyla savaşan Ordu NATO’da değildi,
savaşıyordu.
Ama NATO’nun çikolatasını ve çilekli dondurmasını yiyen
komutan savaşamadı.
Yalnız Mustafa Kemal’in komutanları değil, Türk Ordusu
mağaradadır.
NATO’ya girdiğimiz için mağaradadır.
Nerde o NATO silahlarınız?
Sorular şunlardır:
- NATO’nun verdiği o modern silahlar neye yaradı?
- Atlantik güçleri Türkiye’yi bölüyor, hani nerde o modern
silahlarınız?
- Bölücü terör Kandil Dağına yerleştirilmiş, Doğu Akdeniz’e
İkinci İsrail koridoru açılıyor, hani nerde o F-16’larınız?
- Tüma Cem Gürdeniz sürekli alarm veriyor, Doğu Akdeniz’i
kaybediyoruz, hani nerde o modern firkateynleriniz?
- TSK’nin yüzlerce komutanı esir alındı, tek bir NATO
kurşunu bile atamadınız?
- Cumhuriyet yıkıldı, Ordunun başına çuval ve Türkiye’nin
başına türban geçirildi, Türk sözcüğü künyeden siliniyor, bir tane çakar almaz
tüfeğiniz bile yok?
Düğmesi bile sizin parmağınızın altında değil
NATO bize patriotlar verdi diyorsunuz ama düğmesi bile sizin
parmağınızın altında değil!
NATO silahlarınız pek modern, pek cici, ama vatanınız için
kullanamıyorsunuz. O silahların hepsinin namluları Türk milletine ve Türkiye
cumhuriyetine dönük.
Bakın artık, Harp Okulu’nda Mustafa Kemal’in numarası
okunduğu zaman, hep birlikte “burada” dahi diyemez hale geldiniz! NATO sizin
bilincinizdeki ve yüreğinizdeki Mustafa Kemal’e elkoydu, farkında mısınız?
NATO’nun “hukuk devleti” savaşçıları
Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Amirallere Suikast, 28 Şubat,
Casusluk ve Fuhuş: Bu davaların hepsi, aslında Atlantik güçleri ile Türk ordusu
arasındaki savaşların adlarıdır.
Türk Ordusuna kendi ülkesinde yabancı bir devlet tarafından
operasyon yapılmıştır ve NATOtürkçü komutanlarımız bu operasyona cevap
verememişlerdir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, iki buçuk Fethullahçı tarafından
esir alınmıştır. Hem de tek bir kurşun atmadan! Modern silahlarınız var ama, o
silahlarla hürriyet de korunamıyor, subay onuru da.
Miralay Reşat Bey, NATO ordusunun subayı değildi, ama
savaşıyordu.
Peki bizim balyoz yiyen komutanlarımız, başlarına çuval
geçirilen subaylarımız ve komutanlarımız, onlar niçin savaşamıyorlar?
Yani savaşmaları için onları mağaraya sokmak mı gerekiyor?
Bari mağarada savaşsalar! Orada da Mr. Kerry’nin himmet edip
kendilerini ailelerine kavuşturmaları için dua ediyorlar.
NATO’nun eline modern silahlar verdiği komutanlarımıza
bakıyoruz, o silahların hiçbirini vatan, millet, cumhuriyet ve kendi şerefleri
için kullanmadılar. Düşman taarruzuna, “hukuk devleti” tekerlemeleriyle cevap
verdi.
Tarihimizde düşmanın silahlı taarruzuna “insan hakları”
laflarıyla cevap veren tek Türk komutanı, NATOtürkçü komutandır.
NATO silah verdi, komutanımızı aldı
NATOtürkçü komutan, NATO’dan aldığı modern silahları,
namlusunun ucuna beyaz mendil takıp düşmana sallamak için kullandı.
NATO’dan talim olarak, ellerini havaya kaldırmayı öğrendi.
Kendisine serpuş olarak NATO’nun başına geçirdiği çuvalı
seçti.
NATO’da, en sonunda, vatan, millet ve cumhuriyet için
savaşacak komutanımız kalmadı.
NATO, modern silah vermiş ve bizden komutanımızı almıştır.
NATO’daki komutan manzarasıdır bunlar! Bir asker için onur
kırıcıdır.
NATO, komutanın Miralay Reşat Bey ruhunu öldürmüştür.
De Gaulle de general
Türk Ordusu NATO’da sürekli dayak yedi ve yemektedir. Türk
Ordusu, NATO’da futbol topu gibi sürekli tekmelenmektedir.
“NATO’da bağımsızlığımızı savunamadık” değerlendirmesi,
NATO’yu da Türkiye’yi de bilmemek anlamına geliyor. Türkiye, NATO’ya
bağımsızlığını savunamasın diye alınmıştır.
Bakınız, De Gaulle de general. Ne diyor:
NATO aslında bir kandırmaca, Amerika’nın Avrupa’ya
elkoymasının bir örtüsü (Alain Peyrefitte, Cetait de Gaulle, Edition de
Fallois, Fyard 1997’den aktaran Ali Rıza Taşdelen, Teori, sayı 256, Mayıs 2011,
s.45).
NATO modern silahı vermiş ve komutanı fikren esir almıştır
ve artık bedenen de esirdir. İçerdekiler ve dışarıdakiler, hepsi birlikte. Esir
olmayan komutan, Mustafa Kemal’in komutanıdır; NATO’ya teslim olmayan komutan!
Sıradaki balyoz
NATO’nun modern silahları varmış! O modern silahlarla tek
bir savaş kazanamadı Atlantikçiler. İşte Vietnam, İşte Laos ve Kamboçya, İşte
Küba, Nikaragua ve Venezuela? Ve şimdi Suriye, Afganistan ve hatta Irak?
Savaşları hep Atlantikçiler kaybetti ve kaybediyor.
Savaşları hep, silahları çakar almaz olanlar kazandı.
İstiklal Savaşı ruhu ölmemiştir ve ölmez. Haziran Halk
Ayaklanması bunu ispatladı. O ruh, Mustafa Kemal’in askerinde yaşıyor.
NATO’nun balyozları, Türk askerine NATO’ya balyoz indirmeyi
öğretmiştir. Şimdi sıra o balyoza geliyor.
Doğu Perinçek
Aydınlık/ ROTA
0 comments
Write Down Your Responses