Cemaat neden ricat etti?
Siyaseti savaş gibi düşünürsek, savaşta geri çekilme ne zaman olur?
Çekilmenin zorunlu olduğu bir
mevziden, eğer zamanında, geri çekilme olmazsa, büyük zayiat verilir.
Bu sebepten, geri çekilir, güç
toplanır ve yeniden mevzideki yer alınır.
Cemaatin, iktidarı tam olarak
denetim altına almak üzere, yaptığı kuvvet dengeleri hesabında, hükümeti yanına
almazsa, savaşı kazanamayacağını anladı.
Hatta hükümeti yanına tam olarak
alsa bile, büyük sorunların olduğunu düşünüyor.
Her ne kadar, Hükümet, ordunun
komuta kademesi ile uzlaşmış ve anlaşmış olsa da, tabanda büyük bir Kemalist
kitle duruyor.
Bu kitleyi dönüştürmek ve dini
devlet kurulmasına uygun hale getirmek için zaman gerekir.
Devletin çelik çekirdeğinin
içinde, sadece ordunun olmadığı, büyük sermayenin de hesaba katılmasının
gerektiğini düşünüyorlar.
Sermayenin el değiştirip, dini
kapasitesi yüksek kesimin eline geçmesi için, hem zaman gerekir, hem de hükümet
ile olan ittifakın yadsınamaz işlevi gerekir.
Kaldı ki, büyük sermaye el
değiştirse bile, üretmediği ve ithalat yaptığı için hemen işbirlikçi sermayenin
yaptıklarını yapar. Ve Batı sermayesinin emrine girer.
Yani Cemaatin kuvvet dengeleri
hesabında, Ordunun Kemalist yapısını, sermayenin henüz tam olarak dönüşmeyen
kaypak yapısını hesaba katınca, savaşmak için zeminin henüz hazır olmadığı
kanaatine vardı.
Hatırlayalım.
F. Gülen’in savaştaki en etkin
stratejisi; “son mevzi işgal edilmeden, girişilecek her eylem, erken eylemdir.”
Bu ilkeyi hükümetle giriştiği
savaşta işletmedi. Ricat etmek durumunda kaldı.
Hükümet ile cemaat arasındaki
ittifak eski haline gelene dek, karşılıklı tavizlerin olması olağandır.
Hükümet cemaatsiz bir iş yapamaz,
Cemaat de, hükümetsiz devlet içindeki örgütlenmesini yürütemez.
Çatışma şimdilik, ittifak eski
haline dönüşene dek, ateş kes ilan edildi.
Şunu da gözden ırak tutmamak
gerekir.
Her iki taraf da, kindar bir
eğitimden geçerek geldiğinden, savaşın bilimsel kuralları işlemeyebilir ve
kinin dediklerini yaparlar.
Amerikan Kongresi, aldığı bir
kararla, Türkiye’nin Çin’den füze teknolojisi almasını yasakladı.
CHP, son ABD ziyaretinde,
Amerikan yetkililerine seslenirken, şu üç konuyu gündeme getirdi.
NATO’ya bağlıyız.
Avrupa’ya tam üyelik temel
hedefimiz.
Çin’den füze alınmasına karşıyız.
Osmanlıyı yıkan Tanzimat kafası
da, damızlık erkeği Batı’dan getirmeyi düşünmüştü, deyip geçelim.
II. Abdülhamid de, 496 sahra
topunu Almanya’ya sipariş etmiş ve Almanların metalürji sanayisinin kurulmasına
yardımcı olmuştu.
Çin’den alınacak teknolojiye,
Batı bu kez mani olsa bile, bir başka hayatın dayatmasında, gene zorunlu
olacaktır.
Amerika teknoloji satmaz, bir
başka yerden almamıza izin vermez.
Peki, biz ne zaman, kendimizin
silah sanayisini kuracağız?
Muhalefeti ve iktidarı ile
birlikte bağımsız, bir milli iktidarımız olduğunda.
Mustafa Kemal bağımsızlık için
savaşırken, NATO mu vardı.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
0 comments
Write Down Your Responses