Star gazetesi polis operasyonlarında bakın nasıl kullanılıyor
Erdoğan yanlısı medya, 28
Şubat’ta verilen tahliye kararlarına ateş püskürüyor. HSKY’nın davaya bakan 13.
Ağır Ceza Mahkemesi heyetini değiştirmesi çağrıları yapıyor. İddianame ve
sanıkların savunmalarına bakan ise yok.
Oysa dönemin Başbakanı merhum
Necmettin Erbakan’ın Avukatı Mehmet Ener bile, “Bu iddianamaye göre, bu
tahliyeler yadırganmamalı” diyor.
Gerçekten iddianamede o kadar çok
tuhaf, çelişkili bilgi ve belge var ki... Bunlardan çok çarpıcı bir örneği
anlatmadan önce, operasyon süreci ve medyaya sızdırılan bazı haberleri
hatırlatmam gerekiyor.
28 Şubat davasında 6’ıncı operasyon Haziran 2012’de yapıldı. O
günlerde aranan, ama bulunamayan üç isimden de söz edildi. Bu isimlerin, emekli
Korgeneral Erdoğan Öznal, emekli Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak ve emekli
Albay Eser Şahan olduğu duyuruldu.
5 Ocak 2013’te Star Gazetesi’nde şöyle bir haber yayınlandı:
“28 Şubat soruşturması kapsamında dönemin Genelkurmay Başkanı
İsmail Hakkı Karadayı'nın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması
tartışılırken, aynı soruşturmada 3 general ile bir albayın firari olduğu ortaya
çıktı. Operasyonun 6'ıncı dalgasının yapıldığı Temmuz ayından beri kendilerine
ulaşılamayan, Emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, Emekli Tümgeneral Cevat Temel
Özkaynak ve Emekli Albay Eser Şahan hakkında görüldükleri yerde yakalanmaları için
gıyabi tevkif kararı çıktı. Karar gümrük kapıları ve havalimanlarına da
gönderildi... Yakalama kararının çıkartılmasının ardından Emniyet Genel
Müdürlüğü harekete geçti. GBT kayıtlarına bu kişilerle ile yakalama kararı
işlendi. Görüldükleri yerde gözaltına alınarak en yakın Cumhuriyet Savcısı'na
götürülmesi istenen isimlerin yurt dışına çıkışları da engellendi. Gümrük
kapıları ve havalimanlarının bağlı olduğu bilgi paylaşım ağına karar işlendi.”
Şu ana kadar aktarılan bilgileri
özetlersek; Bu üç isim Haziran 2012’den beri aranıyor. Operasyon tarihi veya
Star’ın haberine göre 2013 Ocak’ı itibarıyla da Emniyet Genel Müdürlüğü bu
kişiler hakkında gümrük kapıları ve havalimanlarına bilgi verip, yurt dışına
çıkışlarını engelliyor.
SEHVEN Mİ BAŞKA İŞLER Mİ
Ancak iddianamenin ek
klasörlerinde yer alan resmi bir yazı, soruşturma aşamasında medyaya sızdırılan
bu bilgileri yalanladığı gibi, resmi bir skandalı gözler önüne seriyor.
Yazının tarihi : 22 Şubat 2012.
Sayı: B.05.1.EGM.4.06.66693-3367.
Konu: Hazır Edilme.
Yazan : Ankara Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hamza Bayındır.
Yazılan Makam: Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı
İlgi Tutulan Yazılar:
a) Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın 18.2.2013 tarih ve 2001/206 sayılı talimatı.
b) İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün
21.2.2013 tarih ve 2013/9533 sayılı yazıları.
Kafanız karıştı değil mi?
6’ıncı dalga operasyonunun yapılmasından 4 ay önce yazılmış. Ama
1 sene sonrasına ait yazılar ilgi tutulmuş.
Ankara Emniyet Müdürlüğü
yazısında 2013 yerine “sehven” 2012 yazıldığını varsayalım. O zaman da şunları
sormak gerekiyor:
-Cumhuriyet Başsavcılığı, 6’ıncı dalga operasyonunda bulunamayan
Erdoğan Öznal, Cevat Temel Özkaynak ve Eser Şahan’ın “hazır edilmesi”ni istemek
için neden 8 ay bekledi?
-Star Gazetesi, tüm bu yazışmalardan 1.5 ay önce o kişilerin
firari olduğunu ve yakalanmaları için gıyabi tevkif kararı çıkartıldığını nasıl
bildi?
SEHVENLER BİTMİYOR
“Sehven”ler ve tuhaflıklar bunlardan ibaret değil. Daha büyüğü
polisin yazısının içinde. 22 Şubat 2012 tarihli yazıda, aranan her bir sanıkla
ilgili şu bilgiler veriliyor:
1-İstanbul ....... adreste ikamet eden Esar ŞAHAN’ın, belirtilen
adresinde eşi Necla ESER’in üvey kardeşi Mehmet Hüsnü ALPER isimli şahsın
ikamet ettiği ilgi (b) sayılı yazı ile bildirilmiştir. Eser ŞAHAN’ın 23.3.2012
günü İstanbul Sabiha Gökçek Havaalanı’nda ülkemizden çıkış yaptığı, resmi
yollardan ülkemize giriş yapmadığı,
2-İlimiz Çankaya ilçesi ....... adresinde ikamet eden Cevat
Temel ÖZKAYNAK’ın eşi Hatice Sumru ÖZKAYNAK, eşinin yurt dışında olduğunu, on
aydır Türkiye’ye giriş yapmadığını beyan etmiştir. Cevat Temel ÖZKAYNAK
18.04.2012 günü İstanbul Atatürk Havaalanından ülkemizden çıkış yaptığı, resmi
yollardan ülkemize giriş yapmadığı,
3-İlimiz Çankaya ilçesi ....... adresinde ikamet eden Erdoğan
ÖZNAL’ın, bina yöneticisi Metin TOLUN Erdoğan ÖZNAL’ı yaklaşık bir buçuk yıldır
görmediğini, aidatlarının düzenli olarak yatırıldığını, evde kimsenin
olmadığını beyan etmiştir. Erdoğan ÖZNAL’ın 22.5.2012 günü ilimiz Esenboğa
Havaalanından çıkış yaptığı, resmi yollardan ülkemize giriş yapmadığı tespit
edilmiştir.
Bu kadar “sevhen” mümkün mü? Hadi
bunun da mümkün olduğunu, aranan kişilerin firar tarihlerinin 2013 yerine
yanlışlıkla 2012 yazıldığını kabul edelim. İyi de hem Ankara hem İstanbul
polisi, sanıklardan birisinin 1 ay, diğerinin 2 ay, sonuncusunun da 3 ay sonra
yurtdışına kaçacağını nereden bildi?!.
Biliyorduysa, niye engellemedi?
Sahi bu ne iştir?
Keşke birileri, 28 Şubat
tahliyeleri karşısında hop oturup, hop kalkmadan önce özel yetkili savcıların
hazırladığı iddianameleri “Allah kelâmı” gibi görmekten vaz geçse... Bunları
şöyle objektif bir gözle okuyabilse!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy,
Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser Yıldız
0 comments
Write Down Your Responses