Cüneyt Ülsever: Yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan mı olacak
Bu pazar da kendi sözümü 2. kez
çiğniyor, siyaset üzerine yazmaya devam ediyorum. Bu hafta hem salı, hem
perşembe günü “Barzani meselesi” etrafında yeniden diriltilmeye çalışılan
“RTE-ABD ilişkilerini” irdeledim. Bugün de devam edeceğim.
Tezim başından beri şöyledir:
Obama ilk kez tahta oturduğunda Ahmet Davutoğlu ABD’yi; Türkiye’nin Ortadoğu’da
ideal bir taşeron olduğuna ikna edince Meclis dışından Dışişleri Bakanı
yapıldı. İşler önce iyi gitti. RTE-Ahmet Davutoğlu ikilisi Esad’ı ve Müslüman
Kardeşleri ABD lehine “ehlileştirmek” için gayrete girdiler. Ancak başarılı
olamadılar. Bu arada taşeronluğu fırsat bilip ,Davutoğlu’nun kışkırtması ile
RTE, Ortadoğu’da kendi (Yeni Osmanlı) oyunu oynamaya başladı. Bu durum ABD’yi
çok rahatsız etti. RTE birkaç kez uyarıldı. (örn: Temmuz 2012-beyzbol sopası)
RTE mesajı alamayınca 16 Mayıs 2013’de “ABD’nin Ortadoğu taşeronluğundan
azledildiği” Beyaz Saray’da kendisine bizzat tebliğ edildi. Ardından “Gezi
Nümayişleri” zuhur edince RTE bu olaylarda ABD’nin de parmağı olduğuna kanaat
getirdi ve 11 yıl sonra ilk kez “iktidarı kaybedebileceğini/Ağustos 2014’de
cumhurbaşkanı seçimine giremeyebileceğini” düşünmeye başladı.
Bu durum ego patlaması yapan bir
ruhta inanılmaz yaralar açacaktı ve nitekim açtı da.
RTE TELAŞTA
RTE, ABD’nin gönlünü tekrar
alabilmek için büyük telaşa düştü. CHP heyetinin ABD ziyareti yarasına tuz
biber ekti ancak ABD, ziyaret sırasında CHP’ye ne kadar güvenebileceği
konusunda tekrar şüpheye düştü.
Şimdi RTE, Barzani üzerinden
ABD’ye “emret abi, sen ne dersen o olur!” mesajı yolluyor.
***
Kısaca yakın tarihe bakalım:
1)Temmuz: Gezi Nümayişleri ivmesini kayıp etti.
2) Ağustos: Hakan Fidan ile ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone
doğrudan görüşmelere basladılar.
3) Eylül 25: CHP heyeti Kılıçdaroğlu ziyaretini planlamak icin
ABD’ye gitti.
4) Ekim 10: The Wall Street Journal’da uzun bir Hakan Fidan
analizi yayınlandı.
5) Ekim 13: Kılıçdaroğlu’nun ABD programı iptal edildi. Umut
Oran’ın ABD tarafının AKP ile ilgili “özel görüşlerini” kamuoyuna açıklaması
ABD’yi ve özellikle Pentagon’u aşırı derecede rahatsız etti.
6) Ekim 17: Bu kez Washington Post’da David Ignatus bir Hakan
Fidan analizi yayınladı.
7) Ekim 22: Türkiye Irak Merkezi Hükümeti ile iliskilerin
düzelmeye başladığını kamuyouna duyurdu
8) Ekim 26: Kılıçdaroğlu Ankara Büyükelçisi Ricciardone ile
görüştü. Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretine tekrar karar verildi ama seviye biraz
düşürüldü.
9) Ekim 29:Maliki ABD’ye gitti. Görüşmeler tam bir hüsran ile
sona erdi.
10) Kasım 4:Minsk Grubu eşbaşkanları Aliyev ve Sarkisyan’ı bir
araya getirmek amacı ile ülkelerinde ziyaret ettiler. Olumlu sonuç alındığı
açıklandı.
11) Kasım 12:Aliyev Türkiye’ye geldi. Minsk girişimi için
Türkiye’yi sakinleştirdi.
12) Kasım 14:“Dersane meselesi” gün ışığına çıktı.
13) Kasım 17: Barzani “Diyarbakır”da ağırlandı. Kendisine bütün
Kürtlerin lideri muamelesi yapıldı. Bir Türk Başbakanı yıllardır ilk kez
“Kürdistan” kelimesini telaffuz etti.
14) Kasım 18-20: Davutoğlu Irak Kürtlerinin ABD’de adeta
temsilciliğini yapan Başkan Yardımcısı Joe Biden’in daveti ile BM Irak
toplantısına katıldı.
15) Kasım 19: 2 yıl aradan sonra Minsk Grubu nezaretinde
Ermeni-Azeri görüşmeleri Viyana’da yapıldı.
16) Kasım 21: Erdoğan Rusya’ya gitti. Daha önce hiddet ve
şiddetle karşı çıktığı Suriye ile ilgili toplanması planlanan “Cenevre-2
Konferansı”na bu kez evet dedi. (Ancak yine daynamadı Şanghay 5’lisine girmek
için Putin’den izin istedi. Putin cevap bile vermedi.)
DAVUTOĞLU ARADAN ÇIKARILIYOR
RTE, ABD ile arada Ahmet Davutoğu
olmadan, hatta doğrudan ilişki geliştirmeye çalışıyor.
Türkiye:
Suriye konusunda sesini büyük
çapta kesti.
Barzani’ye yanaşırken Maliki ile
yeniden denge arıyor.
Çin füzeleri için geri adım
atması bekleniyor.
İsrail ilişkilerini yeniden
derliyor.
Daha önceleri yerden yere
vururken Cemaat birden bire Hakan Fidan’ı övmeye başladı.
DAVUTOĞLU YERİNE HAKAN FİDAN
Ağustos 2014 seçimlerine giderken
Çankaya yolunun Washington’dan geçtiğini bir kez daha idrak eden RTE ABD ile
yeniden “barışmak” istiyor.
Ola ki; bu uğurda, “zaten aramızı
onun gündüz düşleri bozdu!” diyerek Ahmet Davutoğlu’nu günah keçisi yapabilir.
Ben “yeni dönemde”, Ahmet
Davutoğlu başbakan yardımcılığına kaydırılırsa ve ABD’nin yeni gözdesi Hakan
Fidan Dışişleri Bakanı olursa hiç şaşırmayacağım.
Dr. Cüneyt Ülsever/ Yurt
0 comments
Write Down Your Responses