Apo Kahraman – Askerler ve Aydınlar Darbeci






Abdullah Öcalan serbest bırakılsın kampanyası
Son zamanlarda medyada neredeyse her gün terörist başı Abdullah Öcalan’ın serbest
bırakılacağı konusunda haberler okuyoruz.
Alman "Die Welt" gazetesine konuşan Murat Karayılan, barış sürecinin üçüncü aşamasının
tamamlanmasıyla birlikte Abdullah Öcalan'ın serbest kalacağını söylüyor.
Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (IKYB) ait internet sitesi, Öcalan’ın sağlık sorunları
gerekçe gösterilerek serbest kalacağını yazıyor.
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki Kürt grup ve parti temsilcilerini Erbil’de bir araya getiren
Mesut Barzani; “Temennim Allah’tan odur ki Talabani bir an önce sağlığına kavuşur, Öcalan
da özgürleşir; hepimiz birlikte ulusumuzun çıkarları için mücadeleye devam ederiz" diyor.
Öcalan’ın avukatları cezanın infazının durdurulması ve yeniden yargılama yapılması için
Ankara 11'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruyor.
11 Yıllık iktidarın faturası
Geldiğimiz noktaya bakın. Irak’ın kuzeyinde ilan edilmemiş bir Kürt devletiyle karşı
karşıyayız. Suriye’nin Kuzeyini de PKK’nın uzantısı PYD kontrol altına aldı. Büyük Kürdistan
hayaline ulaşmak için geriye İran ve Türkiye’den koparılacak topraklar kaldı.
Anlaşıldığı kadarıyla bütün bunların başımıza gelmesine sebep olan AKP iktidarı ve derin
devlet, şimdi de olası Kürt devletine toprak kaptırmama ve çevremizdeki Kürt oluşumu
kontrol etmenin yolunun Öcalan’dan geçtiğini sanıyor. “M”İT’in kontrolündeki Öcalan’ı
kahraman yaptığında, hem Türkiye’deki Kürtleri, hem de Suriye’dekileri kontrol altında
tutacağını zannediyor.
Analizi derinleştirmeden önce şu tespiti yapalım: Karşılıklı boğazlaşma olmadan Kürtler
Türkiye’den ayrılmaz, ayrılmak istemez. Emperyalizmin Ortadoğu bekçisi büyük Kürdistan’ın
hayata geçebilmesi için Türkiye Kürtlerinin ülkeden kopması gerekir. O halde emperyalizm
karşılıklı boğazlaşma çıkartmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
Öcalan’ı özgürleştirme senaryosu
Şimdi gelelim bizim aklıevvellerin terörist başını kahraman yapma planlarına. Öcalan’ı
kullanmaya devam edebilmeleri için serbest bırakmaları şart. Peki, halkın katil olarak
gördüğü birini serbest bırakmak kolay mı? Hiç de değil. O zaman çok güzel bir senaryo
lazım.
PKK ile yıllarca canı pahasına mücadele etmiş askerleri tasfiye etmek için kurgulanan
asrın iftirası Balyoz davası Yargıtay aşamasında. 5 Ağustos’ta da Ergenekon mahkemesi
kararını açıklayacak. Yurt severlere çok ağır cezalar verilirse bu adaletsizliğin kamuoyunda
çok büyük bir tepki doğurması kaçınılmaz olacak. Tahminime göre uygun zaman geldiğinde,
bu tertipleri yapanlar, bunların birer tertip olduğunu ifşa eden çeşitli belgeleri kamuoyuna
yavaş yavaş servis etmeye başlayarak, halkta yükselen tepkiyi büyütecekler. Bu arada bu
1/3
tertiplere bulaşmış hâkim ve savcılar yanacak. Daha sonra da bu tepkiyi bir af beklentisine
çevirmeye çalışacaklar. Haksız ve hukuksuz da olsa onaylanmış mahkeme kararlarından
başka türlü kurtulunamayacak olması af beklentisini büyütecek. Zaten hapishaneler
dolmuş, çoğu devlet tarafından mağdur edilmiş binlerce insan ve ailesi affı tek kurtuluş yolu
olarak dört gözle bekliyor. Bu beklenti Hükümetin af çıkarmasını kolaylaştıracak. Çıkarılan
afla Öcalan’da serbest bırakılmış olacak. Böylece bizim aklıevveller, Öcalan’ı serbest
bırakma karşılığında onu Kürt sorunun Türkiye lehine çözümünde güçlü bir aktör alarak
kullanabilecekler.
Öcalan serbest bırakılırsa iç savaş çıkar
Balyoz ve Ergenekon tertibini yapanlara sesleniyorum; eğer böyle bir planınız varsa hemen
vazgeçin. Aksi takdirde ülkeyi bölünmeye götürecek çok tehlikeli bir kaosa sebep olursunuz.
Ne demek istediğimi daha açık anlatayım.
Filistin, Makedonya, Ukrayna ve Gürcistan’da etnik temelli problemlerin çözümü konusunda
yıllarca çalışmış ve Beyaz Saray’a danışmanlık yapmış Princeton Üniversitesi psikoloji
profesörü Vamık Volkan, Kürt meselesi için şunları söylüyor:
 “…Öcalan bir kişi olarak çok ölüm ve terör yaratan bir süreç başlatmıştır.
Tüm bunları yalnız yapmasa bile terörün bir simgesi olmuştur. Bu simgeyi affetmek
büyük kimlik çatışmalarını alevlendirir. Onun yolu, yıkıcı bir yoldur. Bunu alıp yapıcı
bir yola dönüştüremezsiniz. Bazı Kürt kökenli vatandaşlar Öcalan’ı önemser ve onun
dediklerini dinler, bu onların bilebileceği bir şeydir, ama Öcalan’ı çözüm sürecine
sokmak her şeyi alt üst eder. Kimlerin affedilip edilemeyeceği de önemlidir, ama teröre
destek verenlerin durumu başkadır. Affedilirlerse adalet duygusu yıpranır
Türkiye 1984 yılından beri PKK terörü ile yaşıyor. Her sene Güneydoğu’da en az 200 bin
Mehmetçiğin görev yaptığını düşünün. Bu hesaba göre, geçen 30 sene zarfında yaklaşık
6 milyon insan dağlarda nöbet tutmuş, PKK ile mücadele etmiş demektir. Bugün itibariyle
değişik yaş gruplarından birkaç kuşağı temsil eden bu insanların aile ve akrabalarını da
hesaba katarsanız, onlarca milyon insanın bir şekilde PKK ile mücadelede işin içine girdiğini
anlarsınız.
Binlerce şehidin verildiği, sakat kalan gazilerimizin aramızda dolaştığı bu mücadele halen
devam ediyor. Şu an Güneydoğu’nun halini görüyorsunuz. PKK militanları artık Hakkâri,
Şırnak, Cizre gibi şehirlerde ellerinde silahla rahatça dolaşabiliyorlar, güvenlik teşkilatı
kuruyor, diploma töreni düzenliyor, şehitlik açıyor, yol kesiyor, kimlik kontrolü yapıyorlar, her
yere bayrak niyetine bir şeyler dikiyorlar. Başbakandan tık yok. Ama Gezi direnişçisi gençlere
sıra gelince, hepsi terörist, vatan haini.
Bütün bunların üzerine bir de Öcalan’ın affedilmesi veya ev hapsine alınması Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin acizliğini ortaya koyarak vatandaşlarda zaten var olan aşağılanma
duygusunu iyice arttırır. Bu duygu, vatandaşlarda çok derin yaralar açarak Kürt kökenlilere
karşı kin doğmasına sebep olur. İşte bu derin yara ve kin, güvenlik kuvvetleri ile teröristler
arasında yaşanan silahlı mücadeleyi halk arasına taşıyarak, vatandaşı birbirine kırdıracaktır.
Dikkatinizi çekmeye çalıştığımız karşılıklı boğazlaşma tehlikesi işte budur. Ülkede bir
boğazlaşma yaşanırsa, inanın bu boğazlaşma Güneydoğu’da değil, İstanbul, İzmir, Mersin
1
Açılım Kıskacı, Erol Bilbilik, Kırmızı Kedi Yayınları, Birinci Basım Ağustos 2010, S-64
1…”
2/3
gibi batı şehirlerinde olacaktır.
Emperyalizm, 30 yıldır Türk-Kürt boğazlaşması yaratarak ülkeyi bölmek istemektedir.
Eğer terörist başı Öcalan’ı affedersek, bu tuzağı kendi ellerimizle hayata geçirmiş oluruz.
Dünyanın hiç bir ülkesinde kadın ve çocukların ölümünden sorumlu olan biri kahraman
olmamıştır. Kürt meselesi gerçekten çözülmek isteniyorsa, milyonlarca insanın kaderi
bir insana bağlanamaz. Daha fazla Türk ve Kürt kökenli gencimizin kanının akmaması,
geleceklerinin kararmaması için on binlerce insanın ölümünden sorumlu olan, milyonlarca
insanın hayatını karartan birisi feda edilemiyorsa, ortada çözüm değil bir tuzak vardır.
Umarım bizi yönetenler ve Kürt kardeşlerimiz ülkemizi bu tuzağa düşmekten kurtarırlar.

,

0 comments

Write Down Your Responses

About Me

Powered by Blogger.